Candan Erçetin

Asıl ününe 90’larda kavuşsa da pop dünyasının Candan Erçetin’le (Kırklareli, 1963) tanışması daha eskiye, Türkiye’nin o zamana kadar Eurovision’da edindiği en büyük başarı olan Halley’e kadar gidiyor. 1986’da Klips ve Onlar topluluğuyla beraber bu şarkıyla yarışmak üzere Bergen’e gittiğinde Erçetin henüz İstanbul Üniversitesi’nde bir arkeoloji öğrencisiydi. Müzisyen, ertesi sene Klips ve Onlar’ın hit şarkılarıyla aynı adı taşıyan albümünde de yer aldı. Ancak bu başarısını hemen bir solo albümle taçlandırmak yerine hem akademik çalışmalarını sürdürmeyi hem de farklı yollardan müziğini beslemeyi tercih etti. 1991’de İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’nda şan bölümünü bitirdi. Farklı projeler kapsamında tekrar Eurovision’un Türkiye elemelerine katıldı. Mezunu olduğu Galatasaray Lisesi’nde müzik öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Artık tüm birikimiyle 90’ların Türkçe pop’undaki en önemli çıkışlardan birini yapmaya hazırdı. Manidar bir seçimle Hazırım adını verdiği ilk albümü, 1995’in en ilgi çeken çalışmaları arasında yer aldı. Albümün dolaşıma giren ilk şarkısı Hangi Aşk Adil ki’nin Mete Özgencil imzalı klibinde, Galatasaray Lisesi’nden çıkıp İstiklal Caddesi’nde yürüyen Erçetin, o andan itibaren pop sahnesinin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu. Kariyeri boyunca genel eğilimi takip etmek yerine ona kendi damgasını vurmayı seçti ve bunu ilk albümünde belli etti. Doğduğu ve çocukluğunun büyük bir bölümünü geçirdiği Trakya’ya sevgi ve ilgisi hiç dinmeyen müzisyenin ilk albümünde Balkan ezgileri ağırlıktaydı. Seslendirdiği bu ezgiler, dans ve pop’un yaratıcı kulvarıyla buluşuyordu. En büyük hit’lerinden Yalan’ı içeren ve yer yer trip-hop’a da göz kırpan Çapkın albümü, döneminin belirleyici çalışmalarından oldu. 2000’lere adım attığı Elbette, artık Candan Erçetin sound’unun Türkiye pop müziğinin vazgeçilmezleri arasına girdiğinin kanıtıydı. Kendi söz ve bestelerinin ağırlıkta olduğu dördüncü albümü Neden, sanatçının kariyerinin zirvesinde bir içebakışa tanıklık ediyordu. Türkiye müzik piyasası için sıra dışı bir nitelik taşıyan sonraki projesi Chante Hier Pour Aujourd'hui’de Edith Piaf, Charles Aznavour ve Gilbert Becaud’nun da aralarında bulunduğu isimlerin şansonlarını Fransızca seslendirdi. Yine kendi söz ve bestelerinin ağırlıkta olduğu Melek’le pop kategorisine hit’ler sunmayı sürdürdü. Kırık Kalpler Durağında, Balkan rüzgarlarının hissedildiği besteleri, dinleyenin ruh haline tercümanlık yapan sözleri ve Ömer Hayyam, Neyzen Tevfik göndermeleriyle sanatçının özeninin bir başka kanıtı oldu. Milyonlarca Kuştuk… adlı albümü, Zümrüd-ü Anka efsanesine çağrışımlardan besleniyordu. Albümlerinde ve canlı performanslarında halk ezgilerinden klasik Türk müziği eserlerine uzanan Erçetin, bu türlere Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun albümüyle uzandı.