20. yüzyıldaki bu son albümlerinde AC/DC anlamlı bir şekilde eski davulcuları Phil Rudd ile yollarını yeniden birleştirir. 1995 yılında yayınlanan bu albümle birlikte 1983 yılında Back in Black'i kaydeden ekip tekrar bir araya gelir. Prodüksiyon masasının başındaki Rick Rubin'in de desteğiyle bu sıkı ekip kaya gibi sağlam bir performans sergiler. Rick Rubin hard rock'ın temelindeki güdünün müzikal maharet ve karmaşıklık değil, akıcı gitar rifleri, tutku ve elinden kurtulamadığınız nakaratlar olduğunu iyi bilmektedir. Marş gibi yankılanan "Hard as a Rock" ve "Burnin' Alive" ile AC/DC soundu tam da olması gerektiği gibidir. Albümde parça isimleri hiç olmadığı kadar keskindir ve "Hail Caesar" ve "The Furor" gibi diğer yeni şarkılar politik itaatsizlik benzeri bir duruşa sahiptir.